Çölyak hastası kadınların, diyetisyenleri ve hekimleri tarafından düzenli kontrol altında oldukları sürece hamile kalmalarında bir sakınca yok. Ancak tanı konmamış bir anne adayında çölyak hastalığı veya gluten duyarlılığı varsa bu durum düşüğe neden olabilir ya da doğum ağırlığı 2500 gr hatta 1500 gr altında (düşük doğum kilolu) ve zamanından önce, prematüre (37. Gestasyonel haftayı tamamlamadan doğan) doğum riskine sahiptirler.
Aynı zamanda tedavi görmeyen çölyak hastaları besinlerden yeterince yararlanamazlar. Bu durum hamilelikte artan besin ihtiyacını da düşündüğümüzde ciddi bir sorun haline gelebilir.
Çölyak hastalarının tükettikleri glutensiz gıdalar genellikle zenginleştirilmediklerinden ve rafine edilmiş un ve/veya nişastadan üretildiklerinden, bazı B grubu vitaminlerinden (folik asit vb), demir ve diyet lifi içeriği açısından gluten içeren diğer gıdalara oranla daha fakirdirler. Bu nedenle çölyaklı anne adaylarında düşüğün yanı sıra demir eksiği anemisi de görülebilir. Dikkat edilmesi gereken nokta gluten içermeyen ürünlerin içeriğine bakılarak, vitamin ve mineral yönünden yeterli olup olmadığının kontrol edilmesidir.
Çölyak genetik geçişli bir hastalık olup, anne veya babadan birinin çölyaklı olması durumunda çocuklarında da yüzde 8 ile 20 oranınında çölyak görülme riski olduğu unutulmamalıdır.
Glutensiz diyet bir yaşam şeklidir. Asla kaçamak yapılmamalıdır. Diyete uyum kesinlikle sağlanmalıdır. ‘’Azıcık yesem bir şey olmaz’’ düşüncesiyle hareket etmek tamamen yanlıştır. Anne adaylarının gluten içermeyen gıdalardan oluşan sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı ile hem bebeklerinin hem de kendi sağlıkları açısından daha kaliteli bir hamilelik süreci geçirmeleri mümkün.
Dere otu, kabak demirden ve liften zengin. Kabak ayrıca B vitamininden de oldukça zengin bir sebzedir. Kabak özellikle enflamasyonu (çölyak nedeniyle oluşan enflamasyon) azaltıcı etkisinden dolayı ağrıları azaltıcı etkisi olduğu çalışmalarca desteklenmekte.